Başlangıçta her şey rüya gibiydi

Yayınlanma: 24 Aralık 2024 - 13:30

bunu inkar edemem. Her akşam elinde çiçeklerle gelirdi eve, yüzünde sıcacık bir gülümsemeyle. Ben konuşurken gözlerimin içine bakar, sanki söylediklerimin her kelimesini ruhuna işlerdi. Öyle incelikliydi ki, bana üzüleceğim bir an bile yaşatmazdı. Bu yüzden tereddütsüz bir şekilde ona gönlümü verdim, hayatımı onun etrafında şekillendirdim.

Telefon elimde titriyordu, kalbim adeta göğüs kafesimden fırlayacak gibi çarpıyordu. Sabahın bu saatinde kim arardı ki? Ekranda tanımadığım bir numara belirdi. İçimde garip bir huzursuzluk vardı, ama bir yandan da bu çağrıyı açmam gerektiğini biliyordum. Derin bir nefes alarak kabul tuşuna dokundum.

“Merhaba,” dedi titrek bir ses. “Sizinle konuşmam gereken bir konu var. Kocanızla ilgili.”

Dünya bir anlığına durdu sanki. Sesimdeki titreşimi bastırmaya çalışarak, “Kimsiniz? Neden beni arıyorsunuz?” diye sordum.

“Adımı söylemek istemiyorum, en azından şimdilik,” dedi kadın. “Ama bu çok önemli. Yüz yüze konuşmamız gerekiyor. Saat 10’da şehir parkında buluşabilir miyiz? Lütfen gelin. Hayatınızı etkileyebilecek bir konuda sizi bilgilendirmem gerekiyor.”

Şaşkınlık ve korku arasında gidip gelerek, “Neden şimdi söylemiyorsunuz? Telefonda anlatamaz mısınız?” diye itiraz ettim.

“Hayır, bunu burada konuşamayız,” dedi kesin bir tonla. “Lütfen, size her şeyi orada anlatacağım.”

Telefon kapandı. Kadının kim olduğunu, neden aradığını ya da ne söylemek istediğini bilmiyordum. Ama içimde bir şeyler sıkışmış gibiydi. Kocamın büyük bir sır saklıyor olabileceği düşüncesi midemi bulandırıyordu. Eğer bu sır gerçekten öğrenmeye değer bir şeyse, dünyam altüst olabilirdi.

Saatler geçmek bilmedi. Tam 10’da parkın girişindeydim. Gözlerimle aradığım kişiyi seçmeye çalışırken, ince yapılı, uzun boylu bir kadın dikkatimi çekti. Yavaş adımlarla yanıma yaklaştı. Gözleri kızarmış, yüzü yorgun ve solgundu.

“Siz misiniz?” diye sordum kısık bir sesle.

“Evet,” dedi kadın. “Adım Elif. Kocanızla ilgili size anlatmam gereken şeyler var.”

Bir bankı işaret ederek oturmamı istedi. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.

“Kocanız… yıllardır bir hastalıkla mücadele ediyor. Genetik bir rahatsızlık. Bunu sizden saklamayı tercih etti, çünkü sizi üzmek istemedi. Onun için bu sırrı taşımak kolay değil.”

Şok olmuştum. Nefesim kesilir gibi oldu. “Ne hastalığı? Neden böyle bir şeyi saklasın ki?” diye sordum, sesim öfke ve korkuyla karışık bir haldeydi.

“Elimden geldiğince cevap vereceğim, ama detayları ondan öğrenmeniz daha doğru olur,” dedi Elif. “Tedavi seçenekleri sınırlı ve durum gittikçe ilerliyor. Bana sizi bilgilendirme izni verdi, ama yalnızca bu kadarını paylaşabileceğim. Onu anlamanız ve destek olmanız gerekiyor.”

Gözyaşlarım istemsizce yanaklarımdan süzüldü. “Peki ne yapmalıyım? Şu an benimle bile konuşmuyor.”

“Onunla sabırlı olun,” dedi Elif. “Size açılmasını sağlayın. Ama öğrenmeden önce ona sevgiyle yaklaşın, aksi halde bu durum aranızdaki uçurumu daha da derinleştirebilir.”

Eve dönerken içimdeki karmaşa iyice büyüdü. Kocamla konuşmak istiyor, ama aynı zamanda onun beni daha da uzaklaştırmasından korkuyordum. Akşam olduğunda, kapıdan içeri girdi. Gözlerinde bir yorgunluk ve hüzün vardı; sanki bütün dünya onun omuzlarına yüklenmiş gibiydi.

“Konuşmamız gerek,” dedim sakince.

Gözlerimdeki ciddiyeti görünce durakladı. “Tabii ki, ne oldu?”

Derin bir nefes alarak, sabahki telefon konuşmasını, Elif’le buluşmamızı ve öğrendiklerimi anlattım. Bir süre sessizlik oldu. Sonra başını eğdi, gözleri dolmuştu.

“Senden sakladım, çünkü seni üzmek istemedim,” dedi kısık bir sesle. “Zaten yeterince zordu. Bir de seni kaybetme korkusu… buna dayanamazdım.”

Gözyaşları içinde ona sarıldım. O an birbirimize ne kadar ihtiyaç duyduğumuzu hissettim. Artık yalnız olmadığını, bu mücadelede birlikte olacağımızı bilmesi gerekiyordu. O günden sonra her şeyi birlikte göğüslemeye karar verdik. Sevgiyle başladığımız hikaye, yeniden güç bulmuştu. Belki kusursuz değildik, ama birbirimize olan sevgimizle her şeyin üstesinden gelirdik.

2 / 2